E-Dergi

İlber Ortaylı ve İsmail Küçükkaya'nın söyleşilerinden müteşekkil, ilginç bir sohbet. Entellektüel düzeyi yüksek bir "kahve sohbeti" olarak bakmakta beis yoktur sanırım. Yakın tarihe dair ilginç yorumlar mevcut. İlber Hoca'nın devletçi tarafı ağır basan yorumlarına şaşıranlar, öyle sanıyorum ki hocanın diğer eserlerini okumamışlar.

Kitabın adındaki illüzyona kapılmamak gerek, zira fütürist bir yorum bekleyenleri hayâl kırıklığına uğratacaktır. İlber Hoca da bizatihi bunu bir tv programında beyan etmiş, -meâlen- "Ben tarihçiyim, gelecek hakkında konuşmam. 2023 ismi Küçükkaya'nın tercihidir." demiştir.

Bazı hususlar dikkat çekici olsa da, genel anlamda yakın tarihe giriş için düşünülebilir. Ayrıca bu dönemle alâkalı mühim bir tarihçimizin fikrini merak ediyorsanız elbet tabii edinmelisiniz. Bu iki şarttan birisi dahi uymuyorsa yanlış yerdesiniz.

Kitabı bir solukta okudum. Çocuklar kadar büyüklerin de öğrenecekleri var bu kitaptan. Bu bağlamda "Küçük Prens" tadında.

Ne anlatılıyor bu kitapta? İlk bölümde, yazar Sare Hanım'ın kızının, ikinci bölümde ise bizatihi kendisinin hikâyesi var aslında.

Kitabın ikinci kısmında (Bir Vadide İki Adem) bahsedilen Bedo'nun, vefatından kısa bir süre önce, hastahanedeki yatağında bu hikâyeyi dinlediği ve tasdik ettiği vakîdir.

Hasılı kitabı büyük, küçük her okura nacizane tavsiye ederim. Ümid ediyorum ki Bedo'nun hikayesini herkes okur.

Allah'ın, Sare Hanım'ın kalemine kuvvet vermesi temennisiyle...

Ne yazık ki umduğumu bulamadım, zira kitabın kapağında "Türk Birliği" ifadesi zikrediliyor, fakat kitabın içeriğinde olası bir Türk Birliği'nin nasıl oluşacağı hakkında dahi en ufak bir ifade yok.

İlk kısımda Türk Milleti'nin -"özetül özet" denilecek kadar kısa- tarihi anlatılıyor. Arkasından "ayrılıkçı" hareketlere değinilmiş. Sonrasında ise diğer Türk Devletleri ile alakalı yüzeysel malumat ve o ülkelerde "Türk Birliği" fikrine temayül tahlil(!) ve tespit(!) edilmiş.

Hasılı, zaman kaybıdır. İmtina etmeniz temennisiyle.

Gayet iyi hazırlanmış. Bu müthiş esere yakışır, nitelikli bir kağıt üzerine yine gayet nitelikli cilt ile takdim edilmiş.

Kelimeler için hazırlanan lügatçeden bolca istifade ettiğim halde, gereğinden fazla "tercüme"ye ihtiyaç duyulduğuna kanaat getirdim, zira karşılığı yazılmış birçok kelime henüz unutulmuş değil, kullanımda olan kelimeler.

Yazarın sunduğu Sıradışı Programı'nı takip ediyorum. Bu vesileyle kitaptan haberdar oldum. Geleceğe yönelik çeşitli tahminler (fütüroloji) temel alınarak yazılmış ilginç bir roman. Yazarın gazeteci olmasını, dilini "zayıf" bulanların göz önünde bulundurması gerekir. Bir edebiyatçının kaleminden çıkmış bir eser değil.

Peki bu kitap ne anlatıyor? Evangelistlerin Mesih'i dünyaya getirme arzusunu, bu konuda Siyonistlerle yaptıkları işbirliklerini, AB'nin Türkiye ile olan sıkıntısını, Süleyman Tapınağı ve Mescid-i Aksa projelerini, Mehdi'nin gelişi ile nelerin olabileceğini... Ve daha fazlasını.

Mehdix bir solukta okunacak, enterasan ayrıntılar içeren bir kitap. Tavsiye olunur.