E-Dergi

Tolstoy'un Efendimiz (s.a.v.)'in hadislerinden seçtiği 63 tanesini (ki bunların bir kısmının sahih hadis kaynaklarında mevcut olmadıkları, mevcut olanların da nerede bulunabileceği dipnot ile belirtilmiş) içeren küçük hacimli basit bir kitap. Basitliğinin sebebi, hadisler hakkında herhangi bir izah olmadığı gibi, sadece sayfa sayısını arttırmak için -mesela- Abduh'un Tolstoy'a mektubu, ya da Tolstoy için Mısır'da yazılmış bir şiir v.s. gibi ekler yapılmış. Oysa ki Tolstoy'un seçtiği hadisler üzerine kafa yorulup, o dönem Rusya'da vuku bulan olaylarla kıyası yapılsa, daha çok istifade edilebilirdi.

Ne yazık ki tavsiye edemeyeceğim. Sadece meraklısı edinebilir.

Küreselleşme "çılgını" olarak nitelendirilen Thomas Friedman'ın ne yazık ki gerçekleri tek yüzünden gösteren kitabı. Kitapta verilen -kimileri artık klişe haline gelmiş- örnekler, konuyla alakadar olmayanları ilk etapta çok heyecanlandırabilir. Hindistan'da, ABD'liler için kurulmuş çağrı merkezleri, ya da telekonferans ile imzalanan uluslararası serbest ticaret anlaşmaları gibi. Fakat yazarın atladığı mühim bir noka var, o da tüm bu gelişmelerin bedelini kimlerin ödediği.

Turbo-kapitalist çevrelerin başucu kitabı olabilecek düzeyde(!) olsa dahi, iktisat ile az da olsa hemhâl olanların istihza ile adını andıkları, pek de faydalı olmayan bir kitap. Bugünkü ekonomik düzen üzerine Naomi Klein, Chang Ha Joon ya da David Graeber gibi isimlerin yazdığı popüler kitaplar daha faydalı olacaktır. Bunları kitapyurdu'nda bulmak mümkün, dolayısıyla bu kitabı alıp paranızı boşa harcamayınız.

Türkiye'de kitapçılığın hal-i perişanının vesikası. Gazetelerden yazıları kesip, bir araya getirerek kitap basmak bu işin haysiyetine yakışmayacak bir vaka. İlk kısımda köşe yazıları derlenmiş, ikinci kısımda ise Büyükanıt'ın konuşmasından kesitler yer almış. Önsöz ve final metni dışında yazarların(!) bir katkısı yok. Derleme eserler olur(bkz. Batı'ya Yön Veren Metinler), olur da böyle olmaz.

Zaman kaybı, uzak durunuz. Satın almaya da okumaya da asla değmez.

Son dönem "Gençlik Kitaplığı" için mühim bir çalışma. Açlık Oyunları, iyi bir edebi eser olarak görülmemeli, ancak başarılı ve sürükleyici bir roman olduğu da bilinmeli, hakkı teslim edilmeli. Üçlemeyi keyifle okudum. Finali hayal kırıklığı yaşatsa da, arkasında yatan fikir, kurulan hayal dünyası takdire şayan. Battle Royale ile kıyası mümkün, fakat yersiz.

Distopyalara (bundan bir Orwell beklememek kaydıyla) meraklı olanlara tavsiye olunur.

Rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin hakkında "allame-i cihan" diye yazdığı, büyük usta, merhum Ahmed Yüksel Özemre'nin kısa, fakat müthiş çalışması. Yılların birikimini damıtmak suretiyle, özü itibariyle geniş, okuyanın tefekküre gark olmasına sebep olan, şahane bir kitap.

Kuran-ı Kerim ile tabiat ilimleri arasında irtibat kurarak, aklı sıra "akılcı ve bilimsel" tefsir yaptığını iddia edenlerin vukufiyetlerini sorgulayan, hatta bir kısım madrabazın düzenlerini yıkan bir çalışma. Özemre Hoca'nın hem tabiat ilimlerine, hem de dini ilimlere vakıf olması, bu konuya yaklaşımının son derece sağlıklı olmasına vesile olmuş. Özemre Hoca öncelikle bilimsel metodolojiyi izah ederek, senaryo, teori, model, yasa gibi kavramlar arasındaki farkı anlatmış. Sonrasında tefsir metodolojisi hakkında bilgi vererek, bunun sınırlarını çizmiştir.

Özemre; Big Bang, evrenin genişlemesi v.b. senaryoları değişmez doğrulara sanarak, heves ettikleri ancak vakıf olmadıkları ilimlerden tefsirlerinde istifade(!) edeceğini sanan müfessirlerin düştüğü büyük yanılgıyı yüzlerine çarpıyor.

Mutlaka ama mutlaka okunmalı.