Karakedi Kültür Sanat Edebiyat Dergisi Sayı:35 Yıl:2020

Sipariş numarası ile siparişinizi takip edebilirsiniz.
Havale / EFT ile yapılacak ödemelerde açıklama kısmına mutlaka KY ile başlayan sipariş takip numaranızı yazmanızı rica ediyoruz.
Bu andan itibaren 7 gün içinde, siparişinizi hazırlanmak üzere işleme alınabilmesi için siparişinize ait ödemenin Kitapavrupa'ya ulaşması beklenecektir.
Ödeme ulaşmadığı taktirde, 2 kez ödemeyi hatırlatan e-posta gönderilecek, ödeme ulaşmadığında ise 7 gün sonra siparişiniz otomatik olarak iptal edilecektir.

Online IBAN Havale / E FT ile ödemenizi KitapAvrupa UG adına aşağıdak hesaba yapabilirsiniz. Avrupa Birliği ülkeleri içersinde IBAN ile ödemelerden havale ücret, alınmamaktadır.

KITAPAVRUPA UG
IBAN: DE65 1001 0123 0272 2865 22
BIC/Swift: QNTODEB2XXX

OLINDA BANK

Not: Havale bilgilerinizi e-posta ile bize ulaştırabilirseniz, işlemleri daha hızlandırmamıza yardımcı olursunuz.

Karakedi Kültür Sanat Edebiyat Dergisi Sayı:35 Yıl:2020

KARAKEDİ DERGİ

Faiz oranlarının düşmesi kara bulutları biraz olsun dağıttı. Umutlu bir hava oluştu. Ekonominin kötü gittiği bu dönemde umarız böyle güzel haberlerin arkası kesilmez, yenileriyle mutlu oluruz.
Demek ki isteyince oluyor.
Onunla bununla kavga etmeyince, laf olsun diye konuşmayınca, çözüm bulmak yerine gündem saptırmayınca, cek/cak ile biten cümlelerle günü kurtarmayınca sorunlar bir bir çözülüyor, vatandaş da derin bir oh çekiyor.
Geçen yıl kötü ekonomi çok can sıktı. Hayat pahalılığı, işsizlik, düşük maaşlar vatandaşın mutfağında yangın çıkardı. Ekonomi, sadece insanların değil, ülkenin de geleceğini belirliyor. Tozpembe konuşmalar yapmazsak, hayal kurdurmak yerine gerçeklere dönersek elbirliğiyle ekonomide 2010 yılındaki gönençli zamanları yakalarız.
Eğitim sadece çocukların değil, ailelerin de ülkemizin de geleceği. Pür dikkat olmamız gerekir. Eğitim sorunlarını halının altına süpürmeyi bırakırsak, ülkeye hiçbir faydası olmayan “kendimiz gibi bir nesil yaratacağız” takıntısından vazgeçersek önümüzde hiç bir engel kalmaz.
Hak, adalet, ifade hürriyeti olmazsa olmaz. Didişilecek en son konu bunlar. Bu konularda cek-cak ile biten konuşmalar yapmazsak, hoşumuza gitmeyen kişi ve görüşlere dava açmazsak, fikrini beğenmediğimiz yazarı, çizeri, gazeteciyi ifadeye çağırmazsak 2004 yılındaki olağanüstü havayı yakalarız.
Liyakat hem vatandaş için hem de ülkemiz için çok ama çok önemli bir konu. Sürekli mağdurlar yaratan mülakat sistemini savunmak gençlerin, ailelerin, ülkemizin yararına değil. Mülakatların yarattığı mağduriyetleri görmezden gelmeyi bırakırsak, “Bizim partiden olana iş de var aş da var” ayrımcılığını terk edersek, Ecevit dönemindeki gibi liyakatli olan işe girer. Gençler de aileler de derin bir oh çeker.
En azından bunların bir kaçını halledebilirsek, sıra diğerlerine de gelir. Kalan sorunların çözüleceğine dair toplumda olumlu bir algı oluşur.
Hata yapılmaz mı? Elbette hata yapılır. Fakat hatayı çok sürdürmeden, hızlı şekilde telafi yoluna gidersek bıraktığı hasarı azaltmış oluruz.

Didişen değil işini yapan, seyreden değil, üretim yapan zarafet sahibi bir toplum olalım artık. İnsanımız da ülkemizde bunu hak ediyor.