Muhit İnsan Olmanın Güzelliği ve Ahmet Edip Başaran Dosyalarıyla Raflarda
Şair ve yazar İbrahim Tenekeci yönetiminde yayımlanan Muhit dergi, edebiyat yürüyüşüne devam ediyor. Geçtiğimiz ay kapağında Dursun Çiçek ve Nurullah Genç’e yer veren dergi, bu ay İnsan Olmanın Güzelliği ve Ahmet Edip Başaran dosyalarıyla okurun karşısına çıkıyor.
Daima Şiir
Usta çizer Hasan Aycın’ın bir çizgisiyle açılan dergi, her kuşaktan pek çok kıymetli ismin şiirlerine yer veriyor. Eyyüp Akyüz’ün “Hayret” isimli şiirini Mehmet Aycı’nın “Genocide” ve Mehmet Tepe’nin “Yalnızlıktan Çiçek Açan” isimli şiiri takip ediyor. Bu sayının diğer şairleri arasında Murat Güzel, Mehmet Narlı, Yunus Karadağ, Ervanur Edoğan, Mehmet Fatih Öz, Süleyman Unutmaz, Cafer Keklikçi, Tayfun Doğan, Fatih Şahin, Emre Demir, Hasan Nalçacı, Mustafa Muharrem, Nurettin Durman, Ömer Yalçınova, Âdem Yazıcı, Mustafa Köneçoğlu ve Suavi Kemal Yazgıç yer alıyor.
“El-Hay” isimli şiiriyle İbrahim Tenekeci, bu sayının arka kapağını süslüyor: “Güzel isminle başlarım güne / Er rahmân er rahîm – kulun ibrahim. / Seni bulmak için çıkanlar yola / Rabbim, kaybolmaz asla.”
İnsan Olmanın Güzelliği
Muhit, Haziran sayısında dikkat çekici iki dosyayla okur karşısında.
Kemal Sayar, “İnsan: Şu İp Cambazı” başlıklı yazısında insan olmanın anlamı, zaafları ve yüceliği üzerine derinlikli bir yazı kaleme alıyor. Erol Göka, modern çağda insanlığı Kant’ın evrensel ahlâk yasası ekseninde tartışıyor. Dilara Ayşe Akdeniz, açıklanabilirliğin norm hâle geldiği çağda hayret duygusunu yitiren, çalar saatle uyanan, bildirimlerle düşünen ve ekranlarla soluk alan insanı yazıyor. Saadettin Acar, “Fıtratından Koparılan İnsan ve Dinin Çağrısı” başlıklı yazısında akıl ve kalp sahibi insanın kendine ve Yaradan’a yeniden bakmasını öneriyor. Ahmet Edip Başaran “İnsan Olma Sanatı” başlıklı yazısında insanı yalnızca yaşayan değil, aynı zamanda varlığına şekil veren bir sanatçı olarak yorumlanıyor. Gökhan Ergür “Kaybeden İnsan” başlıklı yazısında zamanın ruhuna yenik düşen, aynalara yabancılaşan insana sesleniyor. Seyyid Ensar “Korku ve Üzüntü” başlıklı yazısında korkudan kaçarken üzüntüye çarpan insana neyi unuttuğunu hatırlatıyor. Harun Yakarer “Ad Oldu İnsan Bana” başlıklı yazısında her nefeste yaklaşan ama çoğu zaman yok sayılan hakikatin, yani ölümün izini insan üzerinden sürüyor.
Ahmet Edip Başaran Dosyası
Kendine özgü şiiri ve düşüncesiyle Türk edebiyatında yer edinen Ahmet Edip Başaran, bu sayının diğer dosya konusu. Said Yavuz, “Yeryüzünden Gökyüzüne Bir Eşik” başlıklı yazısında incelik ve derinlik peşindeki şairi anılarla anlatıyor. Mehmet Özger “Yeryüzü Eşiği’nde Bir Şair” başlıklı yazısında Başaran’ın dil işçiliğini, şiir ve denemeleri üzerinden ele alıyor. Cengizhan Konuş “Yeryüzüne Şiirin Eşiğinden Bakmak” başlıklı yazısında şiirle düşünen ve düşüncesiyle şiir kuran Başaran’ı yazıyor. Mehmet Yılmaz “İnsanın Sıradanlaşmama Mücadelesi” başlıklı yazısında Başaran’ın zarif üslubunu ve düşünce terbiyesini son deneme kitabı üzerinden değerlendiriyor. Dosya çerçevesinde gerçekleştirilen söyleşide Mehmet Tepe’nin sorularını yanıtlayan Başaran, “Okumak gözlerin, yazmak elin alın yazısıdır” diyor.
Öykü, Deneme
Haziran sayısının öykü sayfalarını “Kır Pidesi” isimli öyküsüyle Zeki Bulduk ve “Rüya Göremeyen Muabbir Musa Efendi” isimli öyküsüyle İlyas Koç zenginleştirirken Mustafa Çiftci ve Mustafa Nezihi Pesen birer anıyla bu sayıya katkıda bulunuyor.
Zeynep Merdan, “Broş Kimlikler ile Zarafet Sahtekârları” başlıklı yazısında dijital çağda özgünlüğün nasıl değersizleştirildiğini ve taklit üzerinden kariyer yapanların emek hırsızlığını eleştiriyor. Dursun Çiçek “Turistik Bakış ve Mekânın Tüketilmesi” başlıklı yazısında kültürel mirasların, gösteri nesnesine dönüştürülmesini sorgularken Hasan Mert Kaya “Anadolu’nun Sisli Yüzünde Yiten Bellek” başlıklı yazısında kadim kültürün değerinin bilinmemesinden yakınıyor. Muhammet Enes Kala “Bir Erdem Olarak Öz İdrak” başlıklı yazısında bireyin kendi varoluşunu anlamlandırma çabasını, “mankurtlaşma” kavramı üzerinden irdeliyor. Halil İbrahim İzgi “Bizim Büyük Hikâyemiz” başlıklı yazısında sürgün edilmiş ama kimliğini unutmamış milletlerin öyküsünü anlatıyor. Müslim Coşkun “Ateşe Bakınca” başlıklı yazısında topraktan gelen insanın ateşle kurduğu derin ilişkiyi konu ediniyor. Yağız Gönüler ve Merve Şener, kitap inceleme ve değerlendirme yazılarıyla bu sayıya omuz veren diğer isimler oluyor.