Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam'ın mu'cizeleri çok çeşitlidir, peygamberliği umumi olup bütün kainatı ilgilendirdiği için, kendisine kainattaki her cins varlıkların mu'cizeleri verilmiştir.
Kendisi aleme teşrif edip yeryüzünün ahalisi olan insanlara kainat sahibinin elçisi olarak geldiği ve onlara hakikat nurlarını ve saadet hediyelerini getirdiği zaman, kainattaki her sınıf varlık (melek, cin, insan, taş, su, ağaç, hayvan, ay, güneş, yıldızlar ve diğerleri) kendisine mahsus dille ve onun bir mucizesini göstererek peygamberliğini ilan etmiş, onu tasdik etmiş ve diyerek onu alkışlamışlardır.
Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam'ın elinde küçük taşların zikir ve tespih etmesi, ayetlerde haber verildiği gibi, aynı elin düşman üzerine fırlattığı taş ve toprağım kurşun ve top güllesi haline gelip onları hezimete uğratması, yine ayetin açık ifadesiyle aynı elin işaret yapmasıyla ayın iki parçaya bölünmesi, aynı elin parmaklarından çeşme gibi suların akması, aynı elin sürülmesi ile hasta ve yaralıların şifa bulması, hiç şüphesi, o elin bizzat ilahi kudretin çok büyük bir mucizesi olduğunu gösterir. Sanki o el, küçük bir zikir hanedir ki, dostlar meclisinde onun içine küçük taşlar bile girse, zikir ve tespih ederler. O el, aynı zamanda bir ilahi cephanedir ki, düşmana karşı onun içine taş ve toprak girse, gülle ve bomba olur. O el celal ve hiddet ile kalktığı vakit, ayı parçalayıp dağıtır, cemal ve şefkat ile eğildiği vakit, musluklu bir rahmet çeşmesine dönüşür. Bir tek eli böyle mu'cizeler gösterilen bir zatın, kainatın sahibi ve yaratıcısı yanında ne kadar makbul olduğu ve peygamberlik davasında ne kadar haklı olduğu ve onu o eliyle bey'at edenlerin ne kadar bahtiyar olacakları bedahet (kesinlik) derecesinde anlaşılmaz mı?
Kapsadığı mu'cizelerin çokluğu ve çeşitlerine göre onların tertip ve sıralaması bakımından Türkçede benzeri bulunmayan bu kıymetli ve mübarek kitabı okuyucularımızla paylaşmaktan onur duyarız.
