AdemoÄŸlunun, verili/vehbî ve kazanılmış/kesbî olarak karşılık bulabilecek iki boyuta sahip olduÄŸunu söylemek mümkündür. Verilen tarafıyla o, beÅŸerdir ve bu yönüyle tabiat sahasında var olur, kazanılan tarafıyla ise o insandır, bu yönüyle de ahlak/deÄŸer sahasının varlığıdır. KiÅŸiden beklenen, insanlığını beÅŸerliÄŸi üzerine ikame ve inÅŸa etmesidir. Bunun yolu ise ahlâktan geçer. KiÅŸiden, ÅŸehvet, öfke ve idrak güçlerini onu hakikat soruÅŸturmasına açan ve vahiyle irÅŸad olan aklın hizmetine sokması beklenir. Dolayısıyla insan dediÄŸimiz vakit biz, deÄŸer-ahlâk varlığını anlarız. Zira onun, varlığını ve var olanı duyumsaması ancak deÄŸerler üzerinden olduÄŸunda insanî bir anlama isabet eder. Ahlâk ise yapısı gereÄŸi kendisini insanın bütüncül doÄŸasına sunar. Hal böyleyken insanın varlığa olduÄŸu gibi, ahlâka yaklaÅŸması da varlık ve bilgi açısından bütüncül olmalıdır. Ahlâkî olan; erdem, ödev, kural, yasa, niyet, ilke gibi unsurlara nihai anlamda bölünemez, yaÅŸamın odağında yer alan insanı çepeçevre kuÅŸatabilmesi, onun bütüncül doÄŸaya sahip olabilmesine baÄŸlıdır. İnsan da böylesi bir doÄŸayı, tutum ve varlığı duyumsama yolu olarak kavrayabilmesi için kendi doÄŸasının his, duygu ve düşünce boyutlarını tek düzeye indirgemekten kaçınmalıdır.Â
Neredeyse her çağda olduğu gibi çağımızda da yaşanan maddi ilerleme nispetinde manevi ilerlemenin söz konusu olduğunu söylemek oldukça zordur. Bu bağlamda çağımız belki de her zamankinden daha çok değerlerin vurgulandığı, merkeze alındığı ve bu nispetle insanlığın araçsallaştırılmadığı bir çağa hasrettir. Değerler üzerine yapılan her bir çalışma bu özlemin tınısını kulaklara taşıma vazifesini ifa etmektedir. Çalışmamız da bu minvalde ele alınabilir. Çalışmamızda ahlâkın varlık düzleminde kurgulanma yollarını Batı ahlâk düşüncesi ekseninde tahlil etmeye çalışacağız. Yaklaşımımız, literatüre yerleşen normatif/kuralcı etik teorinin cisimleştiği şekliyle erdem, ödev ve faydacı ahlâk anlayışları ayrımını dile getirse de bunun bir tehlikeye de işaret edebileceği düşüncesinden hareketle daha bütüncül yaklaşımların imkanını sorgulamayı deneyecektir.