Sevgili Türk Edebiyatı okuyucuları,
Yine zengin bir sayıyla huzurunuzdayız. Bu ayki röportaj konuğumuz İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar. Merhum Sabri Ülgener'in iktisat tarihçiliğindeki çizgisini devam ettiren ve onun gibi Osmanlı kültürüne ve zihniyet dünyasına hakkıyla vâkıf bir ilim adamı olan Ahmet Güner Bey'le hocasının bir kültür adamı olarak kimliği üzerinde konuştuk.
Seçkin bir Osmanlı ailesinden gelen Ülgener, divan şiirini, eski musikiyi ve hat sanatını çok iyi bildiği gibi, Türkçeyi çok iyi kullanan üslûp sahibi bir yazardı. Aynı zamanda kendini gizlemiş bir talik hattatı olan Ülgener'in az bilinen taraflarını gün ışığına çıkardığımız bu röportajın sebeb-i hikmetine gelince: Ahmet Güner Bey, hocasının bütün eserlerini ve makalelerini büyük bir titizlikle hazırlayarak külliyat hâlinde yeniden yayımladı. Hem önemli bir kültür hamlesi olarak gördüğümüz bu yayını okuyucularımıza duyurmak, hem de büyük âlimi vefatının 24. yılında (1 Temmuz 1983) anmak istedik.
Röportajımızı, Selim İleri'nin "Kirazlar Olduğu Vakit" ve Funda Özsoy Erdoğan'ın "Körebe" adlı incelikli hikâyeleri takip ediyor. İki hikâyeyi de seveceğinizden eminim. Hülya Atakan ise Özdemir Asaf'ın güzel bir şiirinden yola çıkarak "Uykusuzluk, Ay Işığı ve Kedi" başlıklı hoş bir kedi yazısı yazdı. M. Selim Gökçe'den bu yazıyla birlikte yayımlanmak üzere edebiyatımızın ünlü kediseverlerinin bir dökümünü yapmasını rica ettik. Böylece mini bir "Kedi ve Edebiyat" dosyası doğmuş oldu.
Geçen ay Prof. Dr. İnci Enginün ve Dr. Berat Demirci'nin "okuma" konulu yazılarına yer vermiştik. Prof. Dr. Hasan Akay da "okuma alışkanlığı" üzerine önemli bir yazısıyla bu sayımıza katkıda bulundu.
Hasan Akay'ın yazısını, "Anneler ve Yazarlar" genel başlığı altında toplayabileceğimiz yazılar izliyor. Hayrettin Orhanoğlu, Ertuğrul Aydın ve Ahmet Sarı bu meseleye çeşitli açılardan baktılar. Şahin Torun, Rousseau'nun Emile'inin Türk eğitimcileri üzerinde tesirini ve çocuk eğitimi üzerine Cumhuriyet'ten önce yapılan tartışmaları anlatıyor. Beyhan Kanter ise, çocuk edebiyatının önemli isimlerinden Mustafa Ruhi Şirin'in şiirleriyle masallar arasındaki imaj ve sembol ilişkisini irdeliyor. Sakarya Üniversitesi'nde görev yapan Okan Koç, "Şiirimizin Folklorla İmtihanı" başlıklı yazısıyla yazarlarımız arasına katıldı. Yunus Emre üzerine muhalled çalışmalarıyla tanınan Mustafa Tatcı'dan da Yunus'un bir şiirinin tahlilini okuyacaksınız.
Eski edebiyatımızın büyük uzmanlarından Prof. Dr. Mehmet Çavuşoğlu'nu, vefatının yirminci yılında Prof. Dr. Abdullah Uçman'ın yazısıyla anıyoruz. Prof. Dr. Hüsrev Hatemi ise "Güfteler Semtinde Cevelan" başlıklı yazısıyla uzun bir aradan sonra aramıza yeniden katıldı. Bu mizah yüklü hoş yazıdan sonra Prof. Dr. Sema Uğurcan, Maurice Béjart bale topluluğunun Mevlânâ Yılı dolayısıyla İstanbul ve Ankara'da gerçekleştirdiği "Rumi: Dua ve Dans" adlı gösteri, Coşkun Çokyiğit'in de Kan ve Çikolata filmi hakkındaki değerlendirmelerini okuyacaksınız. Çokyiğit, Türk edebiyatının Türk sineması için zengin bir ikonografik birikim sunduğunu, ne var ki Türk sinemacılarının bu birikimden yeterince faydalanamadıklarını söylüyor.
Bu sayımız şiir bakımından da hayli zengin: Bahtiyar Aslan, Kalender Yıldız, Filiz Bezirgân, Ela Cengiz, İsmail Aykanat, Ömer Kazazoğlu, Ferhat Özkan ve Fatma Çolak bu sayının şairleri..
Kırkambar'ımız her zamanki gibi, dolu, renkli..
Son olarak şu hususu belirtmek istiyorum: Dergimize yazı ve şiir gönderenler, haklı olarak, bizden değerlendirme bekliyorlar. O kadar çok şiir ve yazı alıyoruz ki, hepsi hakkında değerlendirme yazmaya kalkışırsak, başka hiçbir iş yapamayız. Bunun için dostlarımızın bizi hoş görmelerini rica ediyoruz. Bazı yazar dostlarımız ise, bize gönderdikleri yazıları aynı anda başka dergilere de gönderiyorlar. Son anda fark ederek yayın programımızdan çıkardığımız yazılar oldu; fakat iki yazı aynı ay başka dergilerde de yayımlandı.
